Blog Haberleri

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Sağlık
  4. »
  5. Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Gizli Genetik Bağlantı Ortaya Çıktı: Uzmanlar Uyarıyor

Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Gizli Genetik Bağlantı Ortaya Çıktı: Uzmanlar Uyarıyor

Blog Haberleri Blog Haberleri -
20 0
genetik ortaklık - Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Gizli Genetik Bağlantı Ortaya Çıktı: Uzmanlar Uyarıyor

Meme ve Prostat Kanseri Arasındaki Şaşırtıcı Genetik Bağlantı Açığa Çıktı

bloghaberleri.com.tr olarak sağlık dünyasındaki önemli gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyoruz. Acıbadem Kent Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Burak Turna, farklı organlarda ortaya çıkan meme ve prostat kanserleri arasında dikkat çekici genetik ortaklıklar bulunduğunu vurguladı. Bu keşif, kanserle mücadelede yeni stratejilerin geliştirilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.

BRCA Mutasyonları: Ortak Bir Risk Faktörü

Prof. Dr. Turna, meme ve prostat kanserlerinin gelişiminde rol oynayan kritik bir genetik faktöre dikkat çekti: BRCA mutasyonları. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki değişimlerin, kadınlarda meme ve yumurtalık kanseri riskini artırdığı gibi, erkeklerde de daha erken yaşlarda agresif seyirli prostat kanseri riskini önemli ölçüde yükselttiğini belirtti. Bu durum, aile öyküsünün genetik değerlendirmelerde neden bu kadar merkezi bir rol oynadığını da gözler önüne seriyor.

“Aile öyküsü, genetik değerlendirmelerin en kritik aşamalarından biridir,” diyen Prof. Dr. Turna, bu genetik bağlantıların anlaşılmasının, kişiye özel tedavi ve önleme stratejilerinin geliştirilmesi açısından hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Aile Öyküsü Neden Önemli?

Prof. Dr. Turna, genetik mirasın bireyler üzerindeki etkilerini çarpıcı örneklerle açıkladı:

  • Erken yaşta veya agresif tipte meme kanseri tanısı almış bir annede BRCA mutasyonu tespit edilirse, oğlunun prostat kanseri riski açısından genetik olarak taranması büyük önem taşır.
  • Benzer şekilde, metastatik (yayılmış) veya yüksek dereceli prostat kanseri teşhisi konan bir babanın kızında, meme kanseri riskini artıran genetik yatkınlıklar görülebilir.

Bu karşılıklı etkileşim, kanser türleri arasındaki genetik ortaklık bağlamında bireylerin hem kendi sağlıkları hem de aile bireylerinin risk profillerinin belirlenmesinde genetik analizlerin ne kadar değerli olduğunu ortaya koymaktadır.

Kanserlerde Yüksek Sıklık ve Genetik Bağlantıların Önemi

Türkiye ve dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin, her 8 kadından birini yaşamı boyunca etkileyebileceği bilgisini veren Prof. Dr. Turna, prostat kanserinin de erkeklerde en yaygın kanser türlerinden biri olduğunu hatırlattı. Erkeklerde yaşam boyu prostat kanseri görülme riskinin %12-15 civarında seyrettiğini belirten Prof. Dr. Turna, bu yüksek oranların, iki kanser türünün altında yatan ortak genetik temellerin anlaşılmasını daha da acil hale getirdiğini ifade etti.

Genetik Analizler ve Hedefe Yönelik Tedaviler

Prof. Dr. Turna, genetik analizlerin sadece risk tespitiyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda erken tanı stratejilerinin oluşturulmasında da kilit rol oynadığını vurguladı. Bu analizler sayesinde, gereksiz tedavilerin önüne geçilebileceği ve aile bireylerinin risk düzeyleri daha net belirlenebileceği belirtildi.

Özellikle PARP inhibitörleri gibi hedefe yönelik kanser ilaçlarının planlanmasında genetik analizlerin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Turna, bu ilaçların, bazı kanser hücrelerindeki hasarlı DNA onarım mekanizmalarını kullanarak kanser hücrelerinin ölümünü sağladığını sözlerine ekledi. Bu da, tedavi süreçlerinin kişiye özel ve daha etkili hale gelmesini sağlıyor.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir